Eko’nun Sesi, Son Kelime

Nerede bıraktığımı bilmediğim hatıralara saklamıştım seni. Yine beraberiz eski dostum Tristilia…

Ayaklarımızda çürümeye başlayan prangalarda muhabbetimiz yıllansın da, bir gün darağacında yine kelimelerimiz atışsın, muhabbet adına.

Anlat diyorsun kendinden sakladıklarını, zehirle zihnini kemiren düşünce tırtıllarını… Anlatırım anlatmasına ya, bana bir aşk gerek bir de âşık. Hadi bulsam kendimi kaybolduğum benliğimde, aşk nerede?

Afrodit’in kızları tenlerinde taşıdıklarını zannederken aşkı, ruhunda bir meleğin saflığına sahip, güzelliğinin gözleri ardına saklandığı o beyaz frezyayı düşlerim. Beyazlar içinde sadece gülen gözlerinin beraberinde en güzel ziynetini –gülüşlerini- cesurca sunarken, Afrodit’in kızlarıyla en ulvi hissiyatımı kaybetmeyi göze alamam. Bırak aşkın adı bende Beyaz Frezya kalsın. Ben aşkla büyüdüm, Yunan şehveti bana ırasın…

Nergisler kibirli, güller hassas… Ama kıştan talan olmuş bir yüreğe sunulur beyaz frezya. Narkisos reddetmişse de aşkı yine Eko’nun sesi yankılanır yürekte. Hep o son kelime “AŞK”… Ve sonra yine sükun.

Bir beyaz frezya tiryak olur o zaman gönle. Aşk yıkık bir kış bahçesinde kendini gösterir ve nergise özlemi bitirir. Kelimeler susar ve bir büyü sarar bedeni. Rüzgâr sevgilinin saçlarından hasret büyüsünü taşır ruha. Neden sonra her şey unutulur. İsimler, renkler ve de turnalar… Bir beyaz frezya kokusunda aşk kalır geriye.

Ve derler ki her kış sırtında bir baharı taşır. Her lanetin soğukluğunda bir bahar esintisi vardır. Şimdilerde gönüllere vurulmuş kelepçelerde aşk yitik. Şimdilerde yürekler katran siyahı, aşk bir yalanın zarif masalı. Bu lanetin kahramanları şehvet kuyusunda can verirken, taze ölümlerle birlikte aşk doğacak ve baharlar sunulacak, aşkı yüreğinde arayanlara. Bugün sadece bir laneti taşıyacak dünya. Ama yarın aşk zazen olacak. Cisimlerden gayrı, şehvetten uzak ve de tenlerde sıkışıp kalmaksızın…

Anlat diyorsun da, nasıl anlatayım ki?

Aşk, sokaklarında kaybolduğum bir şehir. Karşısında kalemim kırık, kelamım lügatsiz. Hangi kelime tasvir edebilir sevgilinin içinde cennetler taşıdığı gözlerini? Hangi fırça bir tek saç telini çizebilir ki? O kadar yetersiz ki kelimeler, onu ne kadar anlatabilirler ki?

Aşk Emrah’ın okuduğu ama konuşamadığı dilin en güzel hikâyesi…

Kategoriler:   Kalemin Raksı

Tags:  

Yorumlar