Sevdiğimin dizlerinden öte durmuş akreple yelkovan. Yıl geçer geçmesine de, yürekte hep aynı mevsim, aynı hazan… Buyurun geçen günler sizin…
Gelmedik mi bir ağlama sesiyle sürgün buralara? Yol devam eder, çeşitli duygularla da; geri dönüş geldiğinde var mıdır tekrar sürgün…
Lordum! Yine gün döndüğünde, ve yine gece bir örtü gibi gündüzü gizlediğinde; merhametinden ışıltıları gökkubbene dağıt. Cennetinden kovulmaya sebep değildi…
Nerede bıraktığımı bilmediğim hatıralara saklamıştım seni. Yine beraberiz eski dostum Tristilia… Ayaklarımızda çürümeye başlayan prangalarda muhabbetimiz yıllansın da, bir gün…
Satranç tahtasında hayata karşı oynuyoruz aşkımızla. Gurbet hamlesini yapıp şah çekti sanıyor ya hayat, bırak aldansın. Hâlâ bir olan yüreklerimizden…