Kısa Bir Deneme
Açıklama:
Merhabalar,
Bugün itibariyle taslak amaçlı yazmış olduğum yazıları paylaşmak için yeni bir kategori oluşturuyorum. “Kısa Bir Deneme”… Kalemim bir çok kağıt parçasına sanattan ve amaçtan münezzeh bir şeyler çizmektedir. Bense her birini başka bir geçmişin karanlığına sürüyorum. Amaçsızca dökülen her bir kelamı daha sonrasında hatırlamak için paylaşmak belki güzel olabilir. Bu başlık altında yazacağım her şey kendime hatırlatma mahiyetindedir.
Yazının Başlangıcı:
Gün yorgun gözlerle ufka doğru seyrediyordu. Kolunda, çiçekli sepetine bulaşan tozlu sokak kırıntıları… Yüreklere işleyen hicran ve gurbet matemlerinin bir yansımasıydı sanki denizde parlayan kanlı göz yaşları… Uzaklardan sesler işitiliyordu. En içli yürek türkülerinin yiten gün yüzüne serenatları…
Çağlar yine her zaman olduğu gibi sıla hasretiyle kendini bulduğu ilk sahile atmıştı, sıladan yadigâr türküleriyle. “Yokluk beni mecbur etti, gurbeti ben mi yarattım.” Türküler birbiri ardına batan güne ızdırap yüklüyordu. 8 yılı aşkın bir süredir bu şehrin sokaklarında bir ömürlük hatıra karelerine imza atmıştı. Dostlar biriktirmiş, sil baştan bir hayat kurmuştu, da hâlâ neden yüreği uzaklara özlemdeydi? Hem sahi geriye bir şey kalmış mıydı sılada? Nedendi nedensiz yüreğini yoklayan bu ızdırap? Düşünmemeliydi. Yüreğinin hissettiğinin yüreğini götürdüğü yere gitmeliydi. Nitekim bugün de Emirgan’daydı. Belki de derinde bir yerlerde ihtiyaç duyduğu o dizeleri çağrıştıran yüzünü hissetmişti.
Gün yüzünü döndü, Issızlığında karanlığın, dalgaları seyre ve sahile vuran anlamsız yakarışların kulaklarında bıraktığı yorgunluğu silmeye çalıştı. Akrebin kıskacında yelkovan titredi. Vakitlerden gitmektir şimdi. Yorgun bakışlara aradığı huzuru vermek için loş sokaklar içinde bir silüetin temsilini oynadı.
– SON – 12 Eylül 2018 –
Kategoriler: Kısa Bir Deneme