Emrah GENÇ

Gün yüzünü döndüğünde, tüm çekiciliğiyle baştan çıkarmaya çalışır arzı ve beni. Yuvarlak aynasından güzelliğindeki kusursuzluğu seyreder, ay denilen bakire… Gönül!…
BİLMEM Bir çay bardağına hapsedilmiş ömrüm. Zaman şeker atar bazen tuz ve de karabiber. Kader karıştırır durur. -Acı mıyım? +Bilmem.…
Elbet bir gün… Huzursuzluğun zaman zaman yokladığı dünyana sebepsizlikler değmeyecek. Yaşadığın zifir en güzel güneşe kollarını açarak güzel bir gün…
Ey dilber-i rânâ, ey dilrûba! Gözlerin sırat Tenin cehennem Teninden sınırdışıyım Gözlerinse keskin Bakışlarım kesilir, Korkarım, bakamam!
SENİNLE Yalnızlık, hüzünle birleşip Seni çekse de bedenimden Sürüklese de Fizan’a ruhumu Kalbimden koparamaz seni, Senle ilgili anıları, Sende biriktirdiklerimi…
Hayalin sessiz mırıltısıyla başlayan ve kimi belki son bulamamış kimi belki hiç başlamamış kimiyse kalp duvarlarında unutulmak istenmeyecek figürler çizmiş…
Sevda Nasırları Yüreğimdeki sevda nasırlarıdır içimi yakan Senin uğruna harcanmış yılların izleri… Dizlerine bir kez uzanmadan biten bir aşk Beyhude…
Çocuk gülüşlerimizi çalarken zaman ellerimizden , çalarken bayram sevinçlerini, en azından bir katre olsun bayram ruhu sinsin diye ruhlarımıza küçük…